15 Aralık 2010 Çarşamba

bir şey OLdu bu sabah;

Bir şey OLdu bu sabah;

Ekmeğe peynir sürdüğüm bıçak kırıldı, sapı elimde şaşkınlıkla kalakaldım.

Bıçak kırıldı.

Üstelik sert bir eylem de değildi yaptığım, yumuşacık peyniri, ekmeğe sürerken kırıldı.

Üstelik bıçak Çin malı da değildi, bizatihi kelli felli bir stainless steel( paslanmaz çelik krom, nikel, manganez alaşımı ve karizması; krom oluşu)di.

Bıçak kırıldı.

Şu hayatta doğduğun anla birlikte seninle olan, aslında sen olan neydi düş dedim, seni terk etmeyecek, seni bırakıp gitmeyecek, hep seninle olan işte o kırılmayan şey; BENdim,özümdü, ruhumdu.

Onun dışında, olma ihtimali olan, olacak olan veya öyle sanılan veyahut olduğu sanılan her şey yalandı, yansımaydı, yanılsamaydı.

Ve insan dışındaki kırılacak, dökülecek, gidecek, bırakacak, ölecek şeylere bağlanıp, takılıp özüne ihanet ediyordu tüm hayatı boyunca.

Oysa her şey hep içerdeydi.

Her şey BENdeydi.

Öncelikle sonralığın sırası karışmıştı.

Çünkü insan bir seçim yaparak geldiğini unutmuştu.

Seçim çoktan yapılmıştı, çoktan seçilmişti ve ne yazık ki seçilen unutulmuştu.

Bıçak kırıldı.

Seçim hatırlandı.

OL'an OLdu.

2 yorum:

Uma dedi ki...

ne guzel olmus :)

SESSİZ VE SONSUZ dedi ki...

Maşaallah :)