31 Mayıs 2010 Pazartesi

Tekliği bilemedim, ötekini yarattım,oldum sen ben, sevgiyi unuttum, saygıyı iradi bilemedim ve hukuku sildim, senin ifaden olamadım, oysa varlık sebebimdi benim, benliği/senliği bırakıp O'nluğu bulmak..lütfen affet beni, özür dilerim,bunları yazarken, şimdi sesimi duyduğun için teşekkür ederim..

29 Mayıs 2010 Cumartesi

Vedik Astrolojide 40 yillik boga oldu koc..

Vedik astroloji diye bir alan var, gecen gun Hindistan'in  Rishikesh sehrinden Ankara'ya o alanda bir master geldi, adi Vivek, once ders almaya niyetlendim, hatta ilk derse de gittim, ama bu is boyumu asan bir ismis, baktimki ogrenmeye niyetim yok, bana anlatilsin istiyorum:) hemen ders almak yerine haritamin cikartilmasi ricasinda bulundum, kabul ettiler:)

Vedik astroloji nokta tahmin yapiyor, hayatimin 1969 ve 1987 yillari arasi oyle mesakkatli gecmistiki, ozellikle egitim yillarim, master iste bunun sebebi rahu ile ketu dedi, rahu ile ketu benim haritamin merkezindeymis, ikisi de negatif ama uzulmeyin dedi, iki negatif bir pozitif yapar:))megerim benim 40 yildir ayni semtte yasamam, ayni dersleri okulda her sene yineleyip de vermemin nedeni yildiz haritamda apacik belliymis, sabitmisim ben sabit, ama dedi herkes guven ararken, sizin bu sIkIcI sabitliginiz:)) guvenli de bir ortam yaratir, hee dedim cook guvenli, istesem de karistiramadigim anlarim vardir, o guveni:))

Neyse iste uzun lafin kisasi, vedik astroya gore ben, megerim bir kocmusum, boga degilmisim ve ay'dan da pek bi fena etkilenirmisim:) bunun icin dolunayda oruc tutmami onerdi, bu oruca;  ekadashi deniyor, alkol, sigara, kahve, et, yumurta ayrica tahillardan yapilmis tum yiyecekler, bugday urunleri, ekmek, mercimek, nohut, musli, soya, makarna, pirinc, irmik, tofu, sogan, sarimsak, bezelye, kuru veya taze fasulye, vb. yenmiyor. Taze ve kuru meyveler, sut ve sut urunleri, sebzeler, kuru yemisler ise yenebilir.Uc gun uyguladim, bedenime cok iyi geldi, sonra Vivek, yoga yapmami onerdi ve de ............. mantrasini soylememi, bu mantrayi , sabahlari gunes dogarken kalkip ve avucuma su alip ve onu bir cicege akitirken birkaç kez soylememi rica etti bu da gunesle aramdaki iliskiye hamd etmek icinmis:)insanin icini aciyor o suyu ciceklere verdikten sonra da yuzune surmek hamd ile..

19 Mayıs 2010 Çarşamba

"Yüzde ısrar etme, doksan da olur. Insan dediğin, noksan da olur. Sakın büyüklenme, elde neler var .. Bir ben varım deme, yoksan da olur..." Mevlana

17 Mayıs 2010 Pazartesi

derinlik

Benim çocukken kartondan bebeklerim vardı,onların kıyafetlerinin satıldığı özel kitaplar olurdu, bebekler yan durduğunda neredeyse hiç gözükmezlerdi, ip inceciklerdi, o kitapların içinden, rengarenk kıyafetleri keser, bebeklerin ön yüzüne monte ederdim ve bakardım. Bu bebeklerin kıyafetleri rengarenkti ama renkahenk eksikti..o ahengi veren şey, aslında derinlik, eksikti..

Gündelik hayatta onca koşturmaca içinde, zaman zaman derinliğimi kaybederim, tepkisel, reflektik, kopya kimliksel algılarım vardır, kelimelere verdiğim anlamlar,o anlamlarla geçmişe dayalı bir hafızam, bunlar hemen açık ediverir kendini.

Bu arada ne zaman bir söz üzerine düşünsem, ben onu deneyimlememişsem eğer, hop gelir önüme deneyimleyeyim diye, daha dün; "kelimeler boştur, ona anlamları siz verirsiniz" diye Osho'nun bir sözünü okumuştum, deneyim bugün geldi; algılarımı ve kelimelere yüklediğim anlamları bana gösteren dostlarla, bir anda rengarenk ama renkahenk eksiği, mat ve derinliksiz halimi görüverdim, gösterdiler hamdolsun..

Rengarenk ahenkle bütünleşmediğinde, derinlik, o sarhoş edici farkındalığının ışığını , siz onu bütünleştirin diye yakar, yakar ki; karanlıkta kalan yan aydınlansın, temizlensin, kabul gelsin diye onu size bazen bir can Dost gösterir, bazen hayatın içinde hiç tanımadığınızı sandığınız bir can, görmeye niyet edilmişse en temelde görülecektir..kendinizden başka bakacağınız birşey de yoktur zaten..

1 Mayıs 2010 Cumartesi

genişleyen anda kalmak ne güzel, bomboş olmak ne güzel,neden diye sormamak ne güzel, öyleyse öyledir demek ne güzel, yargılayacak hiçbişey olmaması ne güzel, sadece kendine bakmak,oynarken oyunun tanığı olduğunu bilmek ne güzel, hırçınlaşmak ne güzel, öfkelenmek ne güzel, sakinleşmek ne güzel,duyguları izlemek, düşüncelerin tanığı olmak ne güzel, bilmemek ne güzel, huzursuzluk ne güzel, titremek ne güzel, için dışına çıkacakmış gibi zangırdamak ne güzel, mısır patlağı gibi patırdamak ne güzel, gülmek ne güzel, ağlamak ne güzel, kendi cennetinde olmak ne güzel, cehennemde bile olsan cenneti bilmek ne güzel,AŞK ey AŞK canda can olmaklığıma verdiğin cevap ne güzel...ne güzel ne çirkin hem hepsi olmak hem hiçbiri olmak, bugün böyle olmak yarın ne olur bilmemek ,yaşamak yaşamdan ayrı olmadığınca..