29 Mayıs 2008 Perşembe


Herşey aslında sembol..insan da kullandigi dil de..dünyayı ifade ederken kullandığı resim de..ifadeye bir araç..tezahür etmemişin tezahürü..ifade edilmemişin ifade edilmiş hali ve her sembol aslından ne kadar uzak ve aslına ne kadar yakın..

27 Mayıs 2008 Salı

Dost dediğin;
Sevilecek biri olmadigin zamanlarda bile Seni Sevmeli...
Sarilinacak biri olmadigin zamanlarda bile Sana sarilmali....
Dayanilmaz oldugun zamanlarda bile Sana Dayanmali..
Dost dedigin; fanatik olmali;"
Butun dunya seni uzdugunde sana moral vermeli,
Guzel haberler aldiginda seninle dans etmeli,
Ve agladiginda, seninle aglamali...
Ama hepsinden daha cok;
"Dost matematiksel olmali;"
Sevinci carpmali...
Uzuntuyu bolmeli...
Gecmisi cikarmali...
Yarini toplamali...
Kalbinin derinliklerinde ihtiyaci hesaplamali...
Ve her zaman Butun parcalardan daha buyuk olmali...
Isi bitince seni bir tarafa atmamali.............''

"MEVLANA"

23 Mayıs 2008 Cuma

Kabına sığamaz da taşarsınya bir Anda
Bilir de içinde duramazsınya
Kalbin heryer de ve herkes de bilirya O'nu
Kalbin titreşir de timüsünden nefes alırsınya
OL kalbin, bir yaprak rüzgarda nasıl titrerse
İçin için öyle titrersinya

Bilirim ben BENi O ANda
OL ANda
Hem heryerde hem hiç bir yerdeyimdir
OL AN da
Hem söyleyen, duyan hem sağır, dilsizimdir
Dilim bağlanır OL ANda
S'özüm açılır OL ANda
Bir derinlik sarhoşluğu
Mistik ve çok eski bir his kaplar içimi
Gül kokusu sarar her yeri..

düş 23.mayıs.2008
yüzlerini güneşe dönerek yürüyenler, gölgelerini arkada bırakır..

22 Mayıs 2008 Perşembe

Evrende saf soluksuz hiçbir şey yoktur, her şey nabız gibi atan nefesle döner, bak ne varsa gözünle gördüğün herkes ve herşey nefeslenir..nefes almak, soluklanmaktır aslında, bir an durup ANda kalmaktır..onun için hep unutma der nefesin sana, aldığın nefesin ışıktır aslında.. nefs ile nefes sana, iki ayrı dünyayı BiR yapar, nefsin de gezer orda burada, nefesin de ama nefesin sadece bedeninde gezer, seni merkezinde tutar, bedeninde soluklandıkça canına can dolar ve nefsin sakince sana uyar..nefs ile nefes BiR OLdumu bu dünyada varlığının sebebi içinde avazlanır..

Sana nasıl anlatsam içinde açan tomurcukları nasıl anlatsam, nasıl onları bilincinde bilgi olarak sunsam, kendinde olmak demek nefes alırken bilincinde olmak demektir..aldığın her nefesle daha çok merkezlenirsin,nefes al nefes al nefes al..her an nefes aldığın anda kal,unutup gitsende aldığın nefesi, her hatırlayışında geri dön yine bilinçle nefes al, bir süre sonra alışkanlığın olacak bu senin, nefesle genişleyeceksin..

21 Mayıs 2008 Çarşamba

fotograf:dentrite-snowflake/ www.flicker.com
dün evde, genç kizken izledigim bi filmi yeniden seyrettim, adi; falling in love, zaman, evvel zaman olmus ama konu hiç eskimemis anladim..R. de Niro ve M.Streep gözleriyle oynamislar hissediyorsun gözlerinden..15-16 yasinda izlemistim bu filmi, o anki duygularimla seyredisim baskaydi, zamani ve herseyin kismet oldugunu pek bilemiyordum ama sabir etmeyi çok iyi anlamistim..hala sabir benim için önemlidir ama bu kez kismeti de anladim..seçimler zaman içinde bu boyutta tezahür ederken, tezahür etmemisin penceresinden hersey simdi de ANda oluyor ve sonuçlar zihnin penceresinden zamanda yansiyor.H.Cibran, zamanin kömürü tanimlamasi elmastir demis..tanimsiz olan da ise elmas hep elmas..

19 Mayıs 2008 Pazartesi

Bir insanı anlamak kendini anlamaktan geçer, nedir o insanda seni çeken, hangi yüzünü görmek için hem seçmekte hem de görmeye direnmektesindir, hiç düşündünmü?
Sade, basit ol ve önce kendini bil..kendini bildikçe karşıda sana ayna olanları anlamaya çalışmana gerek yok ki, sen kendinde kal, sessizliğinde kal, bağımlılıklarının peşinde giderken zihnin, tutsaklığına bir yandan da ağlar, zihninimi dinleyeceksin yoksa özdemi kalacaksın..seçim, frekansın farkındalığını mümkün kılar..

11 Mayıs 2008 Pazar

Fotograf:Konya,Mevlana Müzesi, 9 lu sebil..




Dun aksam bir belgesel seyrettim national geographic’te, Ibn-i Batuta’nin yolculugu uzerine, onun kitabinda anlattigi guzergahi izleyerek yeniden yolculuk yapan bir yolcunun hikayesi.Bu yolculuk bir Sufi yolculugu ve adim adim tum dunyadaki Sufi merkezlerini ziyaret ediyorlar. Bunlardan biri Konya’daki Sufi Mevlevihanesiydi. Mevlevihanedeki Sufi Eren’e, sordu, nasıl Eren oldunuz diye, o da anlatti; ben egomu öldürdüm, burada hepimiz birbirimizin kardesiyiz dedi ve Mevlana’nin "gel ne olursan yine gel" baslikli beyitini okudu.Mevlevihanede sadece erkekler vardi, beraber bir yasam ama sadece erkekler arasi..



Sonra, Hindistan'da Sufi bir dedeyi ziyarete gittiler, yapimci kendisine mürsit aradigini, dedenin müridi olup olamayacagini sordu, Sufi dede, kendini anlatti, "ben, yasamimda hiçbir sey beklemiyorum,arzum yok, bu nedenle, ne bir arkadas istiyorum, ne bir dost, ne de bir sevgili, ben egomu öldürdüm" dedi ve ekledi, eger sana bildiklerimi ögretirsem ben kalbimde bir daha rahat olamam..



Oradan ayrilan ekip yine Hindistan'da bir baska Sufi Babayi ziyarete gittiler.Bu Babaninda ziyaretcisi coktu.Dedilerki; eger baba sana supurgesini sallar ve küfür ederse, sen sansli bir insansin. Baba ile beraber bir cadir yada barakanin icine girdiler ve hiç konusma olmadi. Bir saat boyunca, sufi baba ve programci birbirlerine baktilar, baktilar, baktilar ve bir saatin sonunda programci cadirdan disari cikti ve ne hissettigini anlatmaya basladi.Sanki, iki tane dunya vardi, burasi ve orasi…cok buyuk bir bosluk vardı, cok etkilendim dedi..Içimden demekki dedim, hiç bir sey anlatmayarak da cok sey anlatilabiliyor ve belki de bu en kalpten olani..



Bosluk..iki sene once Viola Edward Ankara’da natural fuarina katilmisti, onun egitmenligindeki Breathwork-Rebirthing Nefes Tekniği ile boşluk bilgim, bilincime girmisti.. bosluk ve nefes cok yakindan iliskili sanirim.Cunku bu calismada sadece nefes aliyorsunuz,gözleriniz kapalı bir sekilde yere uzaniyor ve burnunuzdan karnınıza uc adimda nefes alıyor ve yine üc adimda veriyorsunuz. Anladigim kadariyla zihni devreden cikartma calismasi bu.Oncelikle zihin buna itiraz ediyor, "kızııım ne isin var burada senin, nereye kadar bu nefes nefes diyen" ve sikilan bir zihnim vardi ama sebat ettim :)ve işte sonunda, bir pik noktasi varmis, kiminde 20 dakika kiminde 30dakika, onu atlattigim anda derin bir bosluktum artik ve tarifsiz bir huzurdum.. herseydim ve aslında hiçbirseydim..vardim ve aslinda yoktum.. ne nefes alıyordum, ne bedenim vardi, ne ben(zihnim, egom),ne disarda calan sezen aksu parcalari vardi..içerisi ve disarisi derin bir sessizlikte BiR olmustu.. birakipta geri gelesim olmadiydi..öyle guzeldiki yasadigim, o gunden sonra bu deneyimi hiç unutmadim, diyecegim odur ki; nefes onemli, hele ki; prana ile isik solumanin tadina doyum olmuyor..

10 Mayıs 2008 Cumartesi



sabah tv açıktı national geographicte, bir belgesel..sözler dikkatimi çekti bir an, hemen kalem kagidi alip yazdim..


doğum, metamorfoz, birleşme ve ölüm..


yasam daima kendi yolunu izler ve an be an kendi gucunu tasir..


Baska bir yerde olan zihnimizden baskasi degildir..

9 Mayıs 2008 Cuma

BiR gül
kimi kağıttan, özene benzene emekle insanca yaratilmis
kimi katmer katmer doğanın kucaginda hayat bulmuş..
ne yakistilar birbirlerine
insanca olan da
doğadan gelen de
BiR..
düs 9.mayıs.2008

7 Mayıs 2008 Çarşamba




Duygusal yaratıklarız ve kendi duygularımızın karşımızdakinde de %100 olduğunu düşünüyoruz,oysa her "duygu" kişiye özel düşünsel bir yorumdur, ilişkiye girilen digerleriyle aslinda kendi duygumuzu yaşarız, ona bir anlam verir birde yorum yaparız, oysa duygu bir yüzleşme aracıdır,duygusal durumlardan olan öfke sinir de kişinin kendine dönüp bakması için bir nimettir, eger duyguya daha önce verdiğimiz anlamı vermezsek ve yorumlamazsak onu, yani hiç birşey yapmazsak (yani hiç bişe yapmama hali yorum yapmama halidir) o an yepyeni bir deneyimle karşılaşırız..
Duygu bizim deneyimlerimiz için araçtır onu reddetmek yada kabul etmek yerine onu yorumlamamak da bir yoldur ve bir kapı açar:)

5 Mayıs 2008 Pazartesi



zaman

o zamanın çok ötesinde bir bina

zamanda yolculukta

bina ANa teslim olmuş

zaman ve an içiçe girmiş

bir dost gibi sarmış sarmalamış

dışı zamanda

içi ANda

dışındaki saat

zamanda sonuç

içindeki boşluk

ANda sebep

gölgesi izliyor zamanı

belli ki artık telaşı kalmamış..

düş 5.mayıs.2008

1 Mayıs 2008 Perşembe


http://www.flickr.com/photos/86316872@N00/2357870248/in/set-72157603349684123/
cok zaman önce ezberledigim bir ZEN siiri, bu günlerde tekerleme gibi söylüyorum:))


içeri disari
sakin yavas
derin rahat
birakiyorum gülümsüyorum
simdiki AN harika AN

***

bu da içimden akti azcik hayyamda dokundu sanirim ehi:))


yüreğimde saklıdır mührüm
anahtarı sen
gel aç gir içeri
yok orda senden başka ben
ben ki; baştan aşagi sen..

hiç doğmadık ve hiç ölmeyecegiz..odaklandığımız değiliz ki;o bir sonuç, sebeplerini de yaratır; dikkatimizin yönelmesi bir süreç ve biz o dikkatimizi çekene odaklanıp kalıyoruz ve ANdan şimdiden uzaklasiyoruz..Oysa odaklananız, o bilinç haliyiz ve bilinç doğmaz ve ölmez..Bi kere odaklanan ne/kim diye durup boşluğu bilince her AN şimdide kalabiliriz..bir nefes çekebilir ve o nefesi şimdide çeken olduğumuzu biliriz:)