29 Temmuz 2008 Salı

hayati tersten yasamak..

HAYATI TERSTEN YAŞAMAK
Yasamın en tatsız tarafı sona eriş seklidir.
Şüphesiz ki yaşamı tersten yasamak
Daha güzel, hatta mükemmel olurdu.
Nasıl mı?
Cami'de uyanıyorsunuz.
Bir tahta sandık içersinde,
Herkes karşınızda saf durmuş,
iyiliginize dua ediyor
ve tüm haklar helal edilmis vaziyette.
Tabuttan dogruluyorsunuz,
yasli, olgun ve agirbasli olarak.
Herkes etrafinizda, büyük bir itibar,
iltifatlar, çocuklar torunlar hepsi hazir.
Arabaniza kurulup evinize gidiyorsunuz.
Dogar dogmaz devlet size maas bagliyor,
aylik veya üç ayda bir maasinizi aliyorsunuz.
Ne güzel, hazir maas, hazir ev...
Altmisli yaslara kadar hersey garanti,
huzur içinde yasiyorsunuz.
Sagliginiz gittikçe düzeliyor,
kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz.
Birgün çalismak istiyorsunuz
ve ise ilk basladiginiz gün
size hosgeldin hediyesi olarak bir plaket
ve altin kol saati veriyor patronunuz..
ve Genel Müdürlük veya
bunun gibi yüksek bir makamdan,
tecrübeli bir insan olarak ise basliyorsunuz.
Herkes karsinizda elpençe divan...
Vücudunuzda da bazi hosa giden hareketler de basliyor.
Gittikçe zayifliyor forma giriyorsunuz.
Diger hormonal aktiviteler artiyor, fevkalade.....
Aman ne güzel günler basliyor...
Derken birgün patron size
artik Üniversiteye gitsen daha iyi olur diyor.
Bu arada Babaniz ortaya çikmis,
'fazla çalistin' diyor.
'artik eve dön, isi birak,
okumaya basla, harçiligin benden olsun...'
Keyfe bakar misiniz ?
Okudugunuz dersler gittikçe kolaylasiyor.
Ekmek elden, su gölden bir dönem basliyor.
Partiler, Diskotekler,Kizlarin sayisi artiyor.
Derken Anne ve Babaniz sizi götürüp getirmeye basliyor,
araba kullanma derdi de yok artik...
Günün birinde sizi okuldan da aliyorlar,
'evde otur, keyfine bak, oyuncaklarinla oyna' diyorlar...
Mamaniz agziniza veriliyor,
zaman zaman altinizi bile temizliyorlar,
hatta bu durum aliskanlik yaratiyor
ve hiç tuvalet kullanmamaya basliyorsunuz.
Derken Anneniz birgün size süt verme kararini aliyor
ve baska bir keyifli dönem basliyor.
Mama artik her yerde, her an ve en taze seklinde hazir.
Bir gün karanlik ilik ve sicak bir ortama giriyorsunuz.
Beslenmek için agzinizi açmaya dahi gerek yok,
bir kordondan besleniyor, sicacik, yumusacik,
gürültü ve patirtisiz bir ortamda yasiyorsunuz.
Küçülüyor, küçülüyor,
ufacik bir hücre halini aliyorsunuz.
Ve günün birinde müthis keyifli bir orgazm ile hayatiniz bitiyor....

CAN YÜCEL

28 Temmuz 2008 Pazartesi

öfke üstüne..

Öfke üstüne;

Zihnin dalgalandığı en özel hallerden biri, akmak istersin,öfke gerçekten geldiginde zaten onu tutacak gerçek bir güç yoktur sanırım, baskılamak mümkün degil, belki bazen yine öfkelendim, öfke geldi diye düşünmek, kişiyi öfke ile birleşmekten alıkoyabilir ve işe yarayabilir de ama en faydalısı öfkeye kanal olacak bir eylemde farkındalıkla bulunmaktır..

İşin aslı öfke en gerçek duygudur, bunu sanırım en yalın bir şekilde çocuklar yaşıyor, yaşımız ilerledikçe o yalınlığı kaybediyoruz, aman iyi insan olalım, ama şimdi bu öfkede ne, sonra bana ne derler vb. daha bir dolu kalıpla kendimizi hapsediyoruz..Bunun ardında da kendimde gördüğüm en yalın haliyle etiketlenme korkusu, çünkü beni oldugum gibi kabul edenlerle beraber oldugumda, özde anlaşıldığımda bu korkunun olmadığını çok kez gördüm..

Önemli olan belkide gerçekten en önemli olan, geleni anlamak, ister sevinç ister öfke olsun hangi duygu geliyorsa ve bedene etki etmeye başlıyorsa onu geldigi anda anlamak, çözülmeye sebep oluyor..

Onun için uyanık bir zihin çok önemli çünkü geleni (ki zihin aracılığıyla geliyor) yine zihin aracılıgıyla fark edip, kalbin tanıklıgında GÖZ ile izlemek en aydınlatıcı yol..herkes yolu yürüyor, herkesin yolu yürüyüşü farklı ama bir tek şey varki o aynı, yol da yolcu da BİR deniyor bu aynılığa..

sevgimle

25 Temmuz 2008 Cuma

21 Temmuz 2008 Pazartesi

üzümmm:)ama daa koruk bunlar güzel limonata olur:)
sabah..ulus kale..
eskici dede..
kuş evi..

damla damla su..

19 Temmuz 2008 Cumartesi

suluhan/ulus/ankara
ulus/ankara
suuu
damlaa
ohh ferahliyooo:)
suluhandaki taşcının dükkanindaki dua..
taş..

15 Temmuz 2008 Salı

ordan burdan..

bu çocuk öyle numaracıydıki bana sürekli kaşlarini çatti..çiçekçi roman kadın..
toraman..
pıtı..
hatçe ile pıtı..
erguvan..
istanbulda denizati kafede bu güsel gelin önüme çikti:)
yine been:))metroda, camdan ben beni gördügümde:))

11 Temmuz 2008 Cuma

kiBAR:))

kitschBAR:))

meslek işte; kimi sokakta şarkı söylüyor kimi ayakkabı boyuyor..




8 Temmuz 2008 Salı



Oturdugun zaman oturdugunu, kalktıgın zaman kalktıgını bil. Savrulup durma..Bir secim yaptıgında bunu tüm ruhunla yap..
Varlıgının bütün gücüyle hata yapmak, titreyen bir ruh hali içinde hata yapmaktan kaçınmaktan daha iyidir.Sorumluluk, eylemin karşılıgında alacagın hazzın ve ödeyecegin bedelin farkında olmak ve farkındalıgın temel alındıgı bir seçim demektir.Ve sonra da bu seçimle barışık yaşamaktır..
D.Millman; dingin savascı..

6 Temmuz 2008 Pazar

uyku..
bu yagmur degil acaba ne?..

küçügüm, hastayim ama sert bakarim..



damla damla..


suda danseden isiklar..