4 Şubat 2010 Perşembe



Hani geçen gün yazdımya "serbest bıraktığında (geri) gelen"i, bugün onun üzerine düşünüyordum;

Serbest bırak diye bir dolu bilgi öğrenmiştim, teslim ol diyen bir dolu bilgiye sahiptim, bilgiyi bilgeden aldığım bi dolu an vardı ama sonuçta hepsi bilgiydi..

Ancak işin can alıcı kısmı, o bilgi deneyime girmedikçe kilidi açamıyordum, bilgi deneyime girdiğinde; neyi seçtiğimdi kilidi açan, evrensel bilgilerin hepsi aslında hiç okumasam da benim içimde vardı, aslında o bilgilerle gelmiştim bu boyuta ve o bilgileri ancak deneyimlediğimde farkındalığıma getirebiliyordum ve bu dünyaya gelme niyetim ışıldıyordu..

Onun içindi "herşey olması gerektiği gibi" sözü, çünkü olması gereken oluyor AN da ve benim seçimim; o OLanı, olasılıklar içinden seçmek, seçtiğimde sadece o görüş alanıma giriyor, maddeleşiyor, suretleniyor ve bilgelikten süzülen ışık aydınlatıyor bilgiyi ve onu deneyimlediğimde, farkındalığım içinde kalırsam, deneyim sonlanıyor ve yeni bir döngü açılıyordu..kimbilir belki de böyle değildir, bilmiyorum.. ama yazdım işte:)

4 yorum:

guguk kuşu dedi ki...

sadecebildiğimizi bilmiyoruz, bildiğimizin farkında değiliz. o yüzden gurdjieff self remember diyor ya.

nilüfer dedi ki...

öyledir herhaldeyse:)

Adsız dedi ki...

istekler yürekten geliyorsa yaradan duyuyor,ancak yürek nekadar bilinçli,gözü sürekli açıkmı, hepten klavuzluk ettire bilecek kemalettemiyiz o yükü taşıyabilirmiyiz. Zahir de olan insan akıl kılavuzluğunuda bir kenara bırakamıyor.Gidişler-gelişler olması gerekenler.Buraya ait olmayan ama burada yaşamak mecburiyeti olan insan anlık klavuzunu belirleye bilmeli.şu anda hangi ses Akılmı-Yürekmi klavuzum olmalı diye...

nilüfer dedi ki...

aslında adsız yazdıklarına küçük bişey ekleyeyim; akıl da O'nun, yürekte O'nun, cüzzi aklım olmadan yüreğimdekileri algılamam mümkün değil,sadece unuttuğum aslında O'ndan ayrı olmadığım HAKİKATİdir..