30 Ocak 2010 Cumartesi

Bir şey gördüm dün, bir düşünce tohumu… o düşünce tohumunu diğerlerine aktaran, bugün bu dünyadan göçtü gitti, ama düşüncesi halâ duruyor .. tohumladığı düşünce kimisinde fidan olmuş, kimisinde ağaç, katılaşmışlar, sertleşmişler onlar, kimisinde tohum olarak duruyor, büyüyüp serpilmemiş..


İnsan düşünceye çok açık, farkında olmalı hangi düşüncelerin kendine geldiğine, görmeli, izlemeli kendini her zaman sessizce..

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Düşünceli tohumlar hep tek midir yoksa on parçaya da bölebilir misin? Ne kadar bölünürsen belki de büyüttüğün tohumlar o kadar fazla olur, ama senin tohumun yerinde sayar... Neden böyle yazdım bilmiyorum ama beğendim ve içinde kendi dünyama yöneldim. Bencillik işte.

nilüfer dedi ki...

ee ben de beğendim yazdıklarını, bencil olmadan BENci olunamaz ki?:)

tohum düşünce kancalanıp her kim tarafından içselleştirilirse sorgulanmadan,bölünür ve bölünür içselleştirenler tarafından, o düşünceye nekadar çok kişi takılmışsa, ilk tohumdan onca insanda var demektir ve her insanla çoğalır durur ve adına toplumsal bilinç denir sonra, toplumsal kalıp olur yerleşir ardından her bilince..:)

Adsız dedi ki...

Tabi ki de olunmaz ama bunun tavanda olması bizim toplum bilincimizi geriletmekte sanırım...
Ayrıca teşekkür ederim yazınızın ardından bu ortaya çıktı...

nilüfer dedi ki...

yalnızca bencilliğe dikkatini odaklarsan ancak bencillik görürsün etrafında der Ustalar, onun için ışığını(dikkatini) kendine(ruhuna,özüne) odaklayıp, sadece kendine baktığında (ki bu bencillik değildir) düzeltecek sadece kendini görürsün,ne diyor Jung, dışarıya bakan rüya görür, içeriye bakan uyanır, herkesin içeriye bakma zamanı ayrıdır..toplumsal bilinç denilen şey zaten geride tutar herzaman insanı,egemen olmak ister bilinçler üzerinde, kontrol etmek ister onları, onu ileri götürmek için o bilinçten çıkmalı ve sormalıdır kendine ben kimim/neyim diye sanırım..:)

sevgimlee ayrıca ben de teşekkür ederim varlığına..