22 Nisan 2009 Çarşamba


Bir şeyi anlamanın iki yolu vardır;ya kalple anlayabiliriz (kabul ve şevkatle) ya da akılla (zihinle).Akıl felsefe yapmayı çok sever, ona takılır, soylem analizi ile çözümler.Bilim için akıl kaçınılmaz şarttır,ama akıl kalpten yoksun oldugunda, Hiroşima'ya atom bombasını da kolaylıkla atabilir.

Zaman kavramsal olarak insanın yaratımıdır, duz bir çizgi içinde geçmiş-şimdi-gelecek dongusunu yaratmıştır.Doğada zaman yoktur diyemeyiz çünkü, doğadır insana zaman hissini veren, bu dunyada. Ay'a bakar insan ve onun hilalden dolunaya donusmesini izler ve buna zaman der.

Evrende zaman yoktur diyebiliriz oysa, cunku evren bir varoluştur, her AN varolmaktadir, zamanın yoklugu derken aslında ANdaki varoluşa dikkatin yogunlaştırılması istenir.Bu açıdan bakıldıgında, ornegin tohum "öz" her AN vardır, biz onun topraga dusup, once koklenmesine sonra topraktan fışkırıp dallanmasina, yapraklanmasına sonra da çiçek açmasına bakarak, tohumun zaman içinde dönüştüğünü sanırız, oysa "öz" tohum her AN vardır, onun için zaman yoktur, aslında zamAN vardır:)

4 yorum:

tutsak dedi ki...

Levh-i mahfuz'a da evrenin tohumu diyebilirmiyiz ? Heran herşeyin yazılı olduğu AN'ın Levhası.

nilüfer dedi ki...

o tohum ki; düşüncedir,O DÜŞleyen,DÜŞünceyi hafızaya kaydeder, adi levh-i mahfuz olur, OL kitaptır ki; okunur, kendini okuyan, O'nu okur ve bilir..

umursamaz dedi ki...

An, sadece an.. hayat aslında AN larda verdıgımız kararların birer toplamı..
yorum yazamasamda her yazınıza.
okundugunuzu bılın.
sevgımle
pırıltılı cadı.

nilüfer dedi ki...

okunmak çok guzeldir, hayatta kitap gibi okunduğum oldu ve bu deneyimin bana kazandırdığı en önemli bilgi; okunmaktan önce okumalı kendini:)
teşekkür ederim ilginize, sevgimlee..