
Bugün sevgili Tutsak'in blogunda yazdigi konuyu okuyunca, yargılamalarla ilgili kulağıma hep küpe olan bu fikra geldi aklıma,Nasrettin hocaya atfedilen fıkra şöyle;
Hoca, evinin oldugu sokağa girdiğinde, yanına komşusu yaklaşır ve önlerinde giden ve kucağında bir tepsi baklava olan adamı gösterir,
"hoca baklavalar gidiyor, baksana" der,hoca komşusunun yüzüne bakar ve
"banane" der.
Komşusu nefessiz hemen atılır,
"ama hoca baklavalar sizin eve gidiyor"
hoca;
"ee o zaman sana ne?"
Ne hoş fıkradır bu,insanın odağının hep kendisi üzerinde olmasını anlatan. Çünkü,yaşanan her olay, dışarıdaymış gibi gözükse de aslında getirdigi deneyimle, tamamen insanın kendisine bakmasını gerektiren içsel bir süreçtir.Olayın insanda yarattığı her akis, dokundugu her nokta, nefsine, duygusuna,düşüncesine bakması ve içsel analizle kendini gormesi için vesiledir.Her vesileye hamdolsun, bana beni gösteren her yansımaya...
Bugün Mevlana ve Sema belgeselini izlerken (Sevgili Hale'nin blogunda okudum, bilgisayardan indirilebiliyormus; adresi: http://video.google.com/videoplay?docid=-4679609736816476723&ei=9WH4SbbEDJ_Q2wKZvqmmBQ&q=mevlana+ve+sema ) iki söz yüregimde bir kabule dokundu ve içimde bir anlayış oluştu, bunlardan biri,
iki kuş dört tane kanat eder ama kuş, dört kanatla uçamaz, bu ikiliktir, kuş yalnizca iki kanatla uçar, bunun için kuşlardan birinin ayrılması gerektir..o kanatlar ancak kalpte BiRleniyor sanırım, ayrılık acısı yuregi yakınca, bir süre bunu anlamak zor gibi görünse de dünyada yaşanan ve kalbe dokunan her ayrılık,içsel BiRliği bilmek için bir vesile...
Ikinci söz de, gecen sene Mevlana müzesini gezerken, müzenin kapısı üstünde bir güvercin görmüş ve çekmiştim, yukaridaki fotograf ona ait.Işte o gun kuşun altındaki yazıyı merak etmiştim, cevap bugün izledigim belgeselden geldi, yazıda şunlar soyleniyor;
Bu makam, aşıkların kabesidir, buraya eksik gelen TAMamlanır...