12 Kasım 2010 Cuma

Sadece bir hikaye..


Sadece bir hikaye ve o hikayeyi yazan ne kıymetli, bazen o hikayeye feci inanıyorum, bazen onu sadece görmek yerine, inanç ve bilgimle dayatıyorum hem kendime hem de yaşamımdakilere, bazen de ki; bu en çok ölümle oluyor, hatırlıyorum bu sadece bir hikaye ve herkesin hikayesi çok kıymetli, saygıya değer...

Biraz önce duyduğum bir haber üzerine içimden gelenler bunlar, benim çocukluğum siyah beyaz tek kanallı TRT ile geçti, eve ilk televizyon geldiğinde beş yaşındaydım, öyle iyi hatırlıyorum ki, televizyon; henüz sehpası alınmadığı için, annemin maun çeyiz sandığının üstüne konulmuştu..ilk duyduğum ya da algıladığım şey görüntüden önce sesti benim çünkü, bir radyo bebesiydim, radyo dinletilerek büyütüldüm, eve televizyon gelene kadar hep radyo, ondan gelen sesler ve ben vardım, işte televizyonda ilk önce algıladığım da bu yüzden hep seslerdi ve her ses bana radyodan bir sesi hatırlatır ve o sesin adını söyletirdi..işte o seslerden biriydi Sacit Onan, ipek yolu belgeseliydi o, kaptan cousteau’ydu, ramazanda açılan oruçtaki duanın sesiydi o..gitmiş, öte aleme geçmiş, yolu nurlansın, ruhu huzur olsun..

Hiç yorum yok: