10 Eylül 2009 Perşembe




zihin eğitiminde iki kapı;

1.kapı; egonun kapısından geçmek. Bu aslında bu dünyaya ayrılık bilinciyle gelmenin ve kendini bi şey sanmanın en temel handikapı. Çünkü zihin, kendini evrensel akıldan ayrı sanmayı ego sayesinde öğreniyor ve her türlü içsel sesle, eskilerin tabiri pek güzeldir, severim, vesveseyle doluyor, sonsuz gevezelik başlıyor ve en derin sessizliğin içindeki sesi, zihin kendi kendine o kadar fazla konuştuğu için algılayamıyor ve egonun hakimiyeti altında kendinden bihaber, onun yazdığı hikayeye yeni kanıtlar sunarak bir anlamda delirik bir halde kalıyor.Delirik diyorum, asla sessiz kalamayıp, her türlü kuruntu ve vesvese ile sürekli konuşan bir zihin, egonun bir araç değil amaç olduğunu sanıyor ve egonun hikayesini kanıtlamak için çok yoruluyor aslında..

2.kapı; evrensel aklın kapısı. Zihin akıl yürütmek için var ve akıl aslında O'ndan kaynaklı. Akıl önüne konulan düşünceyi, ancak net ve açık olduğunda tartabilir, hem de müthiş bir denge ile..Onun için meditasyon ve onunla farkındalığa giren sessizlik hali ile zihin, evrensel akıl ile buluşuyor.. elbette meditasyonun bir teknik olduğunu unutmadan, aracı amaç haline getirmeden meditatif halde OLunduğunda..Zihni terbiye etmek ve evrensel akıldan ayrı olmadığını ona anlatmak huzuru, derin sevgiyi, herkese ve herşeye şevkati beraberinde getiriyor ve AŞK dile geliyor.Hani aşık olduğunda insan, herkeste ve herşeyde sevdiğini görürya ki; bu aşk kalpten kalbe ulaşmanın ve sonunda O'nun AŞKı ile dolmanın en güzel armağınıdır bence, yol benden aşkı bilip, AŞKtan geçmekle OLduğu için belki de..

Hiç yorum yok: