Fotograf:Konya,Mevlana Müzesi, 9 lu sebil..
Dun aksam bir belgesel seyrettim national geographic’te, Ibn-i Batuta’nin yolculugu uzerine, onun kitabinda anlattigi guzergahi izleyerek yeniden yolculuk yapan bir yolcunun hikayesi.Bu yolculuk bir Sufi yolculugu ve adim adim tum dunyadaki Sufi merkezlerini ziyaret ediyorlar. Bunlardan biri Konya’daki Sufi Mevlevihanesiydi. Mevlevihanedeki Sufi Eren’e, sordu, nasıl Eren oldunuz diye, o da anlatti; ben egomu öldürdüm, burada hepimiz birbirimizin kardesiyiz dedi ve Mevlana’nin "gel ne olursan yine gel" baslikli beyitini okudu.Mevlevihanede sadece erkekler vardi, beraber bir yasam ama sadece erkekler arasi..
Sonra, Hindistan'da Sufi bir dedeyi ziyarete gittiler, yapimci kendisine mürsit aradigini, dedenin müridi olup olamayacagini sordu, Sufi dede, kendini anlatti, "ben, yasamimda hiçbir sey beklemiyorum,arzum yok, bu nedenle, ne bir arkadas istiyorum, ne bir dost, ne de bir sevgili, ben egomu öldürdüm" dedi ve ekledi, eger sana bildiklerimi ögretirsem ben kalbimde bir daha rahat olamam..
Oradan ayrilan ekip yine Hindistan'da bir baska Sufi Babayi ziyarete gittiler.Bu Babaninda ziyaretcisi coktu.Dedilerki; eger baba sana supurgesini sallar ve küfür ederse, sen sansli bir insansin. Baba ile beraber bir cadir yada barakanin icine girdiler ve hiç konusma olmadi. Bir saat boyunca, sufi baba ve programci birbirlerine baktilar, baktilar, baktilar ve bir saatin sonunda programci cadirdan disari cikti ve ne hissettigini anlatmaya basladi.Sanki, iki tane dunya vardi, burasi ve orasi…cok buyuk bir bosluk vardı, cok etkilendim dedi..Içimden demekki dedim, hiç bir sey anlatmayarak da cok sey anlatilabiliyor ve belki de bu en kalpten olani..
Bosluk..iki sene once Viola Edward Ankara’da natural fuarina katilmisti, onun egitmenligindeki Breathwork-Rebirthing Nefes Tekniği ile boşluk bilgim, bilincime girmisti.. bosluk ve nefes cok yakindan iliskili sanirim.Cunku bu calismada sadece nefes aliyorsunuz,gözleriniz kapalı bir sekilde yere uzaniyor ve burnunuzdan karnınıza uc adimda nefes alıyor ve yine üc adimda veriyorsunuz. Anladigim kadariyla zihni devreden cikartma calismasi bu.Oncelikle zihin buna itiraz ediyor, "kızııım ne isin var burada senin, nereye kadar bu nefes nefes diyen" ve sikilan bir zihnim vardi ama sebat ettim :)ve işte sonunda, bir pik noktasi varmis, kiminde 20 dakika kiminde 30dakika, onu atlattigim anda derin bir bosluktum artik ve tarifsiz bir huzurdum.. herseydim ve aslında hiçbirseydim..vardim ve aslinda yoktum.. ne nefes alıyordum, ne bedenim vardi, ne ben(zihnim, egom),ne disarda calan sezen aksu parcalari vardi..içerisi ve disarisi derin bir sessizlikte BiR olmustu.. birakipta geri gelesim olmadiydi..öyle guzeldiki yasadigim, o gunden sonra bu deneyimi hiç unutmadim, diyecegim odur ki; nefes onemli, hele ki; prana ile isik solumanin tadina doyum olmuyor..
Dun aksam bir belgesel seyrettim national geographic’te, Ibn-i Batuta’nin yolculugu uzerine, onun kitabinda anlattigi guzergahi izleyerek yeniden yolculuk yapan bir yolcunun hikayesi.Bu yolculuk bir Sufi yolculugu ve adim adim tum dunyadaki Sufi merkezlerini ziyaret ediyorlar. Bunlardan biri Konya’daki Sufi Mevlevihanesiydi. Mevlevihanedeki Sufi Eren’e, sordu, nasıl Eren oldunuz diye, o da anlatti; ben egomu öldürdüm, burada hepimiz birbirimizin kardesiyiz dedi ve Mevlana’nin "gel ne olursan yine gel" baslikli beyitini okudu.Mevlevihanede sadece erkekler vardi, beraber bir yasam ama sadece erkekler arasi..
Sonra, Hindistan'da Sufi bir dedeyi ziyarete gittiler, yapimci kendisine mürsit aradigini, dedenin müridi olup olamayacagini sordu, Sufi dede, kendini anlatti, "ben, yasamimda hiçbir sey beklemiyorum,arzum yok, bu nedenle, ne bir arkadas istiyorum, ne bir dost, ne de bir sevgili, ben egomu öldürdüm" dedi ve ekledi, eger sana bildiklerimi ögretirsem ben kalbimde bir daha rahat olamam..
Oradan ayrilan ekip yine Hindistan'da bir baska Sufi Babayi ziyarete gittiler.Bu Babaninda ziyaretcisi coktu.Dedilerki; eger baba sana supurgesini sallar ve küfür ederse, sen sansli bir insansin. Baba ile beraber bir cadir yada barakanin icine girdiler ve hiç konusma olmadi. Bir saat boyunca, sufi baba ve programci birbirlerine baktilar, baktilar, baktilar ve bir saatin sonunda programci cadirdan disari cikti ve ne hissettigini anlatmaya basladi.Sanki, iki tane dunya vardi, burasi ve orasi…cok buyuk bir bosluk vardı, cok etkilendim dedi..Içimden demekki dedim, hiç bir sey anlatmayarak da cok sey anlatilabiliyor ve belki de bu en kalpten olani..
Bosluk..iki sene once Viola Edward Ankara’da natural fuarina katilmisti, onun egitmenligindeki Breathwork-Rebirthing Nefes Tekniği ile boşluk bilgim, bilincime girmisti.. bosluk ve nefes cok yakindan iliskili sanirim.Cunku bu calismada sadece nefes aliyorsunuz,gözleriniz kapalı bir sekilde yere uzaniyor ve burnunuzdan karnınıza uc adimda nefes alıyor ve yine üc adimda veriyorsunuz. Anladigim kadariyla zihni devreden cikartma calismasi bu.Oncelikle zihin buna itiraz ediyor, "kızııım ne isin var burada senin, nereye kadar bu nefes nefes diyen" ve sikilan bir zihnim vardi ama sebat ettim :)ve işte sonunda, bir pik noktasi varmis, kiminde 20 dakika kiminde 30dakika, onu atlattigim anda derin bir bosluktum artik ve tarifsiz bir huzurdum.. herseydim ve aslında hiçbirseydim..vardim ve aslinda yoktum.. ne nefes alıyordum, ne bedenim vardi, ne ben(zihnim, egom),ne disarda calan sezen aksu parcalari vardi..içerisi ve disarisi derin bir sessizlikte BiR olmustu.. birakipta geri gelesim olmadiydi..öyle guzeldiki yasadigim, o gunden sonra bu deneyimi hiç unutmadim, diyecegim odur ki; nefes onemli, hele ki; prana ile isik solumanin tadina doyum olmuyor..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder