Birine aşık oldugun zaman aşka inanırsın. Sana aşık olunduğuna, senin aşık olduguna inanırsın. İnancın, icinde her daim şüphe taşır. Bu inancın doğası gereğidir. Ve bu ne'likteki aşk, gün gelir biter. İnanç şüphe ikilemi aşkı yer. Çünkü sen henüz tepkiselsindir. Kendini bir duvar gibi düşün, gelen aşk, sana; duvara çarpar, inancına çarparsa, aşka inanırsın, şüphene çarparsa, aşkı reddedersin.
Hakikatte ise, AŞK imandan gelir. ÂŞK o zaman deneyim olur senin için. Deneyim şüphe barındırmaz. ÂŞK sana dokunur, titreşim olursun, taşın suya ilk düştüğü an, sudaki titreyiş gibi. ÂŞK, Anda ve O'nda oluştur. İmanın sana AŞKı, Hâkk ile Hâkk'ta oluşu yaşatır.
*düş
2 yorum:
ahh AŞK...evrensel aşkı bir kadının aşkı ile yakaladım yada tam tersi.Tam bir karmaşa,bıçak sırtıydı,ikisinide yitirme korkusuyla ilerledim dengeli olmaya çalıştım.Evrensel aşk sırlar dünyasını açıyor açtıkça ürperiyor ve geri adım atıyordum zahiri aşkın ise büyük aşkın hazırlayıcısı olduğunu düşünüp yakın duruyor ama nefis çizgisine kaymasından korkuyordum tam bir paradoks...şimdi ikisindende uzağım...acı olanda bu.'işitin ey erenler aşk bir güneşe benzer aşkı olmayan gönül misali taşa benzer'aşk olmaktır,yanmaktır...AŞKla...
ÂŞK sadece ÂŞK şükür sebebidir ki; sonuçlardır sebebi yaratan..
ÂŞK yaşanır, anlatılamaz der Aziz Ustam..
Yorum Gönder