Bir şey gördüm dün, bir düşünce tohumu… o düşünce tohumunu diğerlerine aktaran, bugün bu dünyadan göçtü gitti, ama düşüncesi halâ duruyor .. tohumladığı düşünce kimisinde fidan olmuş, kimisinde ağaç, katılaşmışlar, sertleşmişler onlar, kimisinde tohum olarak duruyor, büyüyüp serpilmemiş..
İnsan düşünceye çok açık, farkında olmalı hangi düşüncelerin kendine geldiğine, görmeli, izlemeli kendini her zaman sessizce..
30 Ocak 2010 Cumartesi
29 Ocak 2010 Cuma
ruh ifade edilmek ister;
Bunu o kadar çok arzu etmiştirki; maddeleşmiş ve burada tezahür etmiştir.Hani Hayyam hep şaraptan bahseder, ruh şarabı oluşturan alkol(öz)dür aslında uçucu, gözle görülmeyen, varlığı yokluğunda saklı.
Ruh sadece ifade olmak için geldiğinden bu dünyaya, sadece bir niyettir ve o niyeti tezahür ettirmek için egosunu, bedenini, zihnini O'ndan kaynaklanan aklını kalbine katık etmiştir ve ancak aklını kalbiyle birleştirdiğinde ifadesini tamamlar ve tüm niyet burada TAMamlanmaktır.
Ruh kendini herzaman güzellikte ifade eder, sevinçte ifade eder, neşe de ifade eder ve AŞKta ifade eder.Tüm bu ifade edişlerin aracı beden, zihin, akıl ve egodur.Egoyu küçümsemek, bedeni küçümsemek yada zihni küçümsemek, bir yontu ustasının elindeki aletleri küçümsemesi gibidir, o alet olmadan kalbindekini ifade edemeyecektir çünkü bu dünyada..
Ruh ifade OLmak ister, tüm muradı budur ve o ancak ifade OLduğunda TAMlığını bilecektir..
28 Ocak 2010 Perşembe
sabah uyanılır, heryer kardır, balkona çıkılır, el yüz baş kar ile ovalanır:))
canlanır ten,sevinir yürek, oh der iç, herşey olması gerektiği gibidir..sonraaa bi küçük tabağa kar tepelenir, minik bir kaşıkla üstüne pekmez damlatılır ve yenir..doğanın mucizesi içe saklanır, kar ben olur ben de kar:))
canlanır ten,sevinir yürek, oh der iç, herşey olması gerektiği gibidir..sonraaa bi küçük tabağa kar tepelenir, minik bir kaşıkla üstüne pekmez damlatılır ve yenir..doğanın mucizesi içe saklanır, kar ben olur ben de kar:))
27 Ocak 2010 Çarşamba
Bodhisattva in Metro
kalıp yıkma çalışması:D "çok güldüm başıma bişii gelicek", yok bişii gelmiyo adamın başına, ancak gülünce yaşamın içine girilebilir:)))
26 Ocak 2010 Salı
penceremin önünde bir koca ağaç vardır,izlerim zaman zaman onu, yapraklanışını, yeşerişini, kışın çırılçıplak kalışını, her anı yaşar keyifle, az önce dallarından birine bir kumru misafir oldu, baktım ona, bana bakan gözleriyle buluştum, bana bakan BENdim kumru suretinde..bi an basimi cevirdim odaya, karşımdaki vazo içindeki nergizler de bakıyordu bana, aslında BEN bakıyordum heryere ve herşeye ve herkese,turlu turlu suretlerle, doldum genişledim yeniden, BENden akan sevginin sonsuz enginliğinde huzur oldum, tarifsiz şevkat oldum, gülümseyiş oldum, sonra döndüm döndüm döndüm geldim kondum,kumru oldum,uçtum...
The Real Jim carrey from EckhartTolle TV on Vimeo.
bu adamı çok seviyorum..nasıl güzel anlatıyor özgürleşmesini, genişlemesini ve herkes bilsin istiyor, herkes bunu yapabilir diyor:)
25 Ocak 2010 Pazartesi
insan ruhuyla sever;
insan ruhuyla sever, yoksa kemikten etten varlığın güzelliğini nasıl hissedebilir. O'nun gözleriyle bakar sadece
güzelliktir varlıkta gördüğü, eğer o güzelliği hapsediyor, boğuyor ve sahipleniyorsa benim diye, kapalıdır, henüz tatmamıştır kendi varlığının eşsiz güzelliğini, henüz sınırlı olandaki sınırsızlığı bilmediğinden bencildir ve ne güzeldir ki aslında her bencillik BENciliğe açılan kapıdır, önce benim der sonra asıl varlığı olan ben BENİM ile buluşur,öncelik sonralık da izafidir sonuçta gelinen yer zaten herdaim OLunan yerdir..
23 Ocak 2010 Cumartesi
22 Ocak 2010 Cuma
12 Ocak 2010 Salı
10 Ocak 2010 Pazar
9 Ocak 2010 Cumartesi
"gittiğinizi farketmezler, gitme seçimi size aittir" zihin, araf, dünyaya bağlılık, görücülük, özgürlük uzerine..
hamiş: bu mavi dünya, her nekadar rüya olsa da küçümsenmemeli, burada canın çektiğini, gönlün istediğini yapmak sanırım pek önemli, tersi durumda işte sorumluluklar, yapamamalar, ah keşkeler işe giriyor ve dünyaya bağlılık kuvvetleniyor.İşte o zaman da dünyanın içinde olmak ve fakat dünyada olmamak haline girebilmek epey bir dünya zamanı alıyor:)
8 Ocak 2010 Cuma
hepimiz İNSANIZ!
dualitik zihin; hepimiz İNSANIZ diyemez,ayrılıkçı düşünceyi sever; bunu neye benzetiyorum biliyormusun; serçe parmağına sen parmaksın çekil kenara!! diyen bir zihin düşünebilirmisin? yada eline/koluna, "hadii leyn, nesin sen, doğru dur! yoksa kırarım seni" diyen bir zihin? dualitik düşünen zihin, aslında bunu dediğini farkedemez..
7 Ocak 2010 Perşembe
5 Ocak 2010 Salı
etiketler ve bakış açıları;
gündelik yaşamın tamamı bakış açılarının etiketlenmesinden ve sergilenmesinden oluşur, etiketin sadece bir bakış açısına ait olduğunu ve başka bir bakış açısının etiketlendiğini farkettiğinde insan, derin bir ohh çekebilir, şişman/obez etiketine, kibelenin niye sahip olmadığını da anlar misal o vakitte, çünkü kibelenin zamanında etli butlu olmak, bu sefer de doğurgan kadın etiketiydi, ne hoş, toplumsal bellek içi bunlarla dolu bir çöp kutusu aslında, tüm inançlar, tüm kontroller tüm yaygara aslında bunun için, sadece bir bakış OLAN bunu bilen ama unutan sadece bakış OLAN herşeyi etiketliyor ve hafızaya kaydediyor..ve kaydettiği hafızaya göre iyiler kötüler doğrular yanlışlar belirliyor, kime neye göre?Babacım affet, nefesim senden, annecim affet bedenim senden topraktan..unuttuğum herşey için affet, ben kimim? demeye artık hacet kalmadan,çünkü o soru bile şüpheyi onaylamaktır her seferinde, kim olduğumu bilmeyi ve seni bilmeyi nasip et, et ki dünya illüzyonunda kendi illüzyonumda sadece bir bakış/nazar olduğumu bileyim ve artık İNSAN olayım:)
2 Ocak 2010 Cumartesi
Gittiğin yer kadar önemli yanında götürdüklerin, gelip daha fazla gücü mutluluğu alırsın yanına, yol önünde eğilir; saygıyla, daha fazla sürpriz hep seni bekler, ansızın bir karanlık bastırır, bastırsın, yeni fikirler yolunu aydınlatır, ve bilirsin; gittiğin heryerdeyiz, sadece yol üstünde değil yol boyunca hep seninleyiz...
BP:))
BP:))
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)